Martı (Rıchard Bach)

Martı Jonathan’ın Önderliğinde Özgürlüğe Ulaşmak
Orijinal Adı: Jonathan Livingstone Seagull
Yazar: Rıchard Bach
Fotoğraf: Russell Munson
Çeviri: Kader Ay Demireğen
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Baskı yeri, Baskı Tarihi: İstanbul, Haziran 2012
“Havacılığın görünmez prensibine ne kadar hâkimsek o kadar özgür oluruz. Bana göre yaşamanın da görünmez bir prensibi vardır. Eğer hayatımızın her adımında bize rehberlik yapıldığına inanırsak, gerçekten yönlendiriliriz. Bunun gerçekleşmesini izlemek çok harika bir deneyimdir.”
Kendisi de hava kuvvetlerinde bir pilot olan Richard Bach kitaplarında çoğunlukla uçmaktan bahsetti. Martı kitabında ise uçmayı özgürlüğe giden yol ile bağdaştırdı. 10 000 Kelimeden az olan Martı kitabı uzun bir süre kendine bir yayınevi bulamadı ama bulduğu zaman yavaş yavaş yükselerek çok satanlar listesine yerleşti. Richard Bach’ın başyapıtı olarak adlandırabileceğimiz Martı kitabında, Martı Jonathan Livingstone önderliğinde insanın kendini aşması, tekdüzelikten kurtulması ve mükemmelliğe giden yolda özgür olması işleniyor.
Jonathan Livingstone yaşadığı sürünün bir tek yemek için yaşama anlayışından sıkılmış, yeni şeyler öğrenme ateşi ile yanıp tutuşan, hayatının tekdüzeliğine yeni anlamlar katmak isteyen bir martıdır. Martı Jonathan Livingstone bunu şu sözleri ile kitapta açıkça dile getirmiştir.
“Bin yıldır yaptığımız tek şey balık peşinde koşmak. Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi.” (Martı Johathan Livingstone, s. 33)
Ve içindeki bu öğrenme ve keşfetme ateşi ile avlanmayı reddedip, her gün daha iyi uçmak için çalışmaya başlayacaktır. Belli bir süre sonra kendinin bir kartal gibi hızlı uçamayacağını, bir baykuş gibi gece uçamayacağını, eğer uçmak için yaratılsaydı beyni yerine uçuş haritalarının olması gerektiğine kendisini ikna edip özgürlük ve öğrenmek için uçma çabasından vaz geçecekti. Ama sonradan bu aradığı özellikleri içinde barındırdığını anlayacaktır ve özgürlüğünden vazgeçemeyecek, öğrenmek için savaşacaktır. Richard Bach da bize zor bir durum ile karşılaştığımızda, yetersiz olduğumuzu düşündüğümüzde aslında yapmamız tek gereken şeyin içimizdeki, bu engellerin kolaylıkla üstesinden gelebilecek olan gücü bulmak olduğunu göstermiştir. Jonathan’nın davranışları onun düzene uyan sıradan martılardan farklı kılacak ve sürüden sürgün edilmesine yol açacaktır. Ama Jonathan bu sürgünle yılmamakla birlikte güçlenecek, edindiği bilgi yüzünden ödediği bedelden hiçbir zaman pişman olmayacak, ufka bakmaktan vazgeçemeyecek, uçma çalışmalarına ağırlık verecektir.
Bir sonraki adım olarak karanlık bir gece vakti çıkagelen pırıl pırıl parlayan iki martı ile birlikte cennet olarak adlandırdığı yere gidecektir. Richard Bach kendi cennetinin tanımını da bu sırada Martı Jonathan’nın ağzından şu şekilde yapacaktır.
“Cennet bir yer, bir mekân değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir.” (Martı Johathan Livingstone, s. 57)
Richard Bach bize bu tanım ile cennete ulaşmanın yolunun öğrenmekten,  mükemmel olmaya çalışmaktan geçeceğini belirtmiştir. Jonathan en sonunda kendini bu cennete tamamen geliştirip kendi dünyasına dönüp kendi gibi öğrenme, özgürlük ateşi ile tutuşan genç martıların öğretmeni olmaya karar verir. Ama kendi cennetinden ayrılmadan önce ona Sullivan şu son sözlerini söylemiş ve bizlere de bir hayat dersi vermiştir.
“En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir.” (Martı Johathan Livingstone, s. 64)
Pes etmemeli, yükselmeye devam etmeliyiz ki özgürlüğe ulaşalım ve bunu da ancak öğrenmekten vazgeçmeyerek başarabiliriz. Öğrenmekten vaz geçmeyerek uzağı gören, geleceği tahmin edebilen, ufku açık bir insan olabiliriz.
Kendi dünyasında geri döndüğünde ilk olarak kendi gibi sürüden farklı olduğundan dolayı dışlanmış, özgürlük için yanıp tutuşan genç bir martı olan Martı Fletcher Lynd tanışacak ve onun öğretmeni olacaktır. İlerleyen günlerde öğrencilerine sürüden dışlanmış, bir birinden farklı fikirleri olan, öğrenme ateşi ile yanıp tutuşan yeni martıların eklendiği bir zamanda bu sözü öğrencilerine söyleyecektir.
“Bir kanat ucunuzdan diğerine kadar tüm bedeniniz, düşündüklerinizden başka bir şey değil,
Düşüncelerinizin zincirlerinden kurtulun, bedenlerinizin zincirini kırın…”
(Martı Johathan Livingstone, s. 77)
Bize bu sözleri ile kendimize sınırları koyan ve onları aşaması gereken düşüncelerin bizlerden başkası olmadığını anlatmak istemiştir Martı Jonathan. Ancak bu engellerimizden kurtulduğumuz zaman, düşüncelerimizin sınırlarından kurtulmuş olabileceğiz ve bizi engelleyen bir şey olmadığı için içimizdeki cevheri ortaya çıkarabiliriz. Jonathan oradaki amacını gerçekleştirdiğinde kendi dünyasını yeniden terk edecektir ve dünyanın yeni öğretmeni olan Fletcher’in öğretmen olarak ilk sözleri bu olacaktır çünkü oda farkındadır ki bir öğrencinin öğrenmeye açık olması için kendi sınırları olmadığını anlaması gerekmektedir. Ve kitabın son sözlerinde bize sınırlarımızın olmadığının ve tabi ki de öğrenmenin de sınırlarının olmadığını söylemiştir Fletcher.
“Öğreme yarışı işte yeniden başlamıştır!” (Martı Johathan Livingstone, s. 92)
Ve sonsuza dek devam edecekti.
Kitabın anlatımına da değinecek olursak sade ve basit bir dili var diyebiliriz. Felsefi bir içeriği olduğu için düşündürücü bir kitaptır. Olaylar Martı Jonathan ağızından anlatıldığından bir fabl örneği diyebiliriz. Kitabın içinde Russell Munson tarafında çekilmiş siyah beyaz fotoğraflar yer almaktadır.
Belki de kitabı en iyi özetleyendir şu sözlerdir.
“Dünyanın en tanınmış martısıdır Jonathan Livingston. Konuşan bir martıdır, filozoftur, yaşam dersleri verir, gelişime inanır, özgürlüğün temsilcisidir. Yaratıcısı Richard Bach’la okuyanları bambaşka dünyalara götürürler.”
Richard Bach’ın da yardımı ile Martı Jonathan belli bir süre sonra sizin de öğretmeniniz olmuş ve aşmanız gereken tek engelin düşüncelerinizin zincirleri olduğunu size de öğretmiştir. Bu engelleri aştığınız zaman özgürlüğe ve mükemmelliğe giden yolda sağlam adımlar ile ilerleyebilirsiniz. Ve bir gün özgür olursunuz.
Kaynakça:
Dungur, Yasemin, Makale, Martı Dergisi, 12 Aralık 2010, Martı Jonathan Livingston ve Richard Bach
Bach, Richard, Martı Jonathan Livingstone, Öykü, İstanbul, Epsilon Yayınları, 2012, Sayfa 33, 57, 64, 77, 92






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder