Hayvan Çiftliği (George Orwell)



Hayvan Çiftliği’nde Özgürlük

Orijinal Adı: Animal Farm
Yazar: George Orwell
Yayınevi: Can Sanat Yayınları
Baskı Yeri, Baskı Tarihi: İstanbul / Ocak 2012
Baskı sayısı: 26. Basım
BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR
AMA BAZI HAYVANLAR

ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR
(Hayvan Çiftliği, sf. 141)
İnsanlar veya hayvanlar, bütün canlılar özgürlük ister ve bu uğurda çalışır ama ne ölçüde başarılı olurlar? Sömürülmek yerine düşlerini süsleyen bir ütopyada yaşamak isterler ve bazen daha fazla özgür olmak isteyip sömüren onlar olurlar. Özgürlük bir içgüdüdür ama bazen bu güdü fazlasıyla abartılarak işlerin eskisinden de beter bir yola girmesine neden olabilir. “Hayvan Çiftliği korkunç sonla biten bir “peri masalı”dır.”(Hayvan Çiftliği, sf. 15) Hayvan Çiftliği’nin ön sözünde yer alan bu sözün bize anlatmak istediği bu kitapta hayvanların bir ütopyası gibi gösterilen Hayvan Çiftliği’nin sonundan daha fazla özgür olmak isteyenler yüzünden yıkılmasıdır.
Hayvan Çiftliği kitabında en başında Karl Marx ya da Vladimir Lenin ile özleştirilen Koca Reis adlı domuz çiftçi tarafından sömürülen, kırbaçlanan çiftlik hayvanlarına özgürlüğü anlatan bir söylev verir ve onları bu yolda çalışmaları için ikna etmeye çabalar ayrıca bu söylev sırasında onlara özgürlüğün şarkısı olan “İngiltere’nin Hayvanları” adlı şarkıyı öğretir. Bu şarkıda kırbaçlanan, sömürülen hayvanlara insanların er geç bir gün devrileceği ve düşlenen altın çağının başlayacağı ve bu amaç uğruna ne pahasına olursa olsun bütün hayvanların kardeşçe, el ele savaşmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Bu altın çağında da bütün hayvanların tıpkı bu devrim sırasında olduğu gibi kardeşçe ve eşitçe yaşayacağı vaatti verilir. Koca Reis ölür ama bu ektiği tohumlar bir yaz gün dönümü günü canlanacak ve beklenen devrim gerçekleşecektir düşlenen altın çağına girildiği sanılacaktır.
Devrim gerçekleşmiş, artık Beylik Çiftliği; Hayvan Çiftliği olmuştur. Başlarda işler yolunda gider gibi olsa da yazarın sıklıkla dikkat çektiği “zeki” olan domuzlar yavaş yavaş kendi çıkarlarını daha fazla düşünür. Kendi kurdukları hayvanizmin temelini oluşturan yedi ilkeden olan “Bütün hayvanlar eşittir.” ilkesini kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmektedirler. İneklerden sağılan sütleri kendilerine saklamakta ve bütün hayvanların beklediği olgunlaşan elmaları bütün hayvanlara eşit bir şekilde dağıtmak yerine bütün elmaların domuzlara getirilmesini emretmekte kendi çıkarlarının bazı durumlarda eşitliğin önüne geçtiğini göstermektedir. Kendi çıkarlarını üstün tutmuşlardır çünkü olduklarından daha fazla özgür, sahip olduklarından daha fazlasına sahip olmak istemişlerdir. Böyle bir durum karşısında çiftlik hayvanları ayaklanınca domuzlar şöyle bir açıklama yaparak kendilerini haklı çıkarmak istemişlerdir “Aslında biz süt ve elma sevmeyiz, ancak ilmi tetkikler, süt ve elmanın domuzların sıhhati için gerekli olduğunu gösteriyor... Biz domuzlar görevimizi yerine getiremezsek ne olur, biliyor musunuz? Jones geri gelir! Evet, Jones geri gelir! Bundan en küçük bir kuşkunuz olmasın yoldaşlar.” (Hayvan Çiftliği, sf. 51, 52) ve bu söylev çiftlik hayvanlarının korkmasını sağlamış, çiftlik hayvanları da bunun üzerine birkaç elmadan olmayı; onları sömüren, eski çiftlik sahibi Jones’ın dönmesine tercih ederler ve domuzların bu davranışına göz yumarlar. Lakin bu daha değişikliklerin başlangıcıdır. Bunu “Hiçbir hayvan yatakta yatmayacaktır.” (Hayvan Çiftliği, sf. 41) ilkesi takip eder. Domuzlar bu yasayı da kendi çıkarları doğrultusunda “Hiç bir hayvan çarşaflı yatakta yatmayacaktır.” (Hayvan Çiftliği, sf. 81) ilkesi olarak değiştirmiştir çünkü artık kendileri çiftlik evinde yataklarda yatmaya başlamışlardır. Kıtlık baş göstermeye başlayınca başka bir ilke daha değişecektir. Domuzlar “Hiçbir hayvan diğer bir hayvanı öldürmeyecektir.” (Hayvan Çiftliği, sf. 41) ilkesini “Hiçbir hayvan diğer bir hayvanın bir sebep olmadan öldürmeyecektir.”(Hayvan Çiftliği, sf. 105) diye değiştirir. Çünkü yumurtalarının pazarlarda satılmasına itiraz eden tavukları kendi yetiştirdikleri köpeklere öldürtürler.

Son noktayı “Bütün hayvanlar eşittir.” (Hayvan Çiftliği, sf. 41)  ilkesinin “ Bütün hayvanlar eşittir fakat bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir.” (Hayvan Çiftliği, sf. 141)  olarak değiştirilmesi koyar. Domuzlar bu ilkeyi de değiştirir çünkü çiftlikte bir seri değişim zincirine gidilmiştir ve bütün bunların hepsi domuzların lehinedir. Bunun üzerine çiftlik hayvanlarının ayaklanması istenmediği için diğer ilkelerin değiştirilmesine göz yumdukları veya fark etmemeleri gibi bu ilkenin de değiştirilmesine göz yumacakları veya fark etmeyecekleri düşünülmüştür. Sonuçta istedikleri de olmuştur. Artık Domuzlar bütün hayvanlardan daha özgürler ve üstündürler ama bu sadece onların suçu değildir bu aynı zaman da onların bu davranışlarına önce koyunlar olmak üzere sonra bütün çiftlik hayvanlarının göz yummasıdır. Zaten bu süreç içerisinde de çiftlik hayvanları bir koyun sürüsü haline gelmiştir.
Sonuç olarak domuzlar bir güdü olan özgürlüğü abartmış kendilerinin başka hayvanlardan daha eşit daha özgür saymışlardır. Sonunda da kitabın başında nefret ettikleri, onları sömüren ve onu devirerek altın çağını başlatmak istedikleri insana benzemişlerdir. Kitabın sonun da çiftlik evinin camından içeri bakan hayvanlar içerideki 12 canlının hangisinin domuz hangisinin insan olduğu anlayamamışlardır.

Kaynakça:
Orwell, George, Hayvan Çiftliği, Roman, İstanbul, Can Sanat Yayınları, 2012, sayfa 15, 41, 51, 52, 81, 105, 141

Hayvan Çiftliğinin animasyon filmini izlemek isteyenlere:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder