Yazar: Antoine de Saint Exupery
Goodreads puanı: 5/4,20
Orijinal dili: Fransızca
Orijinal adı : Le Petit Prince
Sesli Kitap
Ülkü Giray'ın seslendirdiği Küçük Prens adlı kitabı ekte bulabilirsiniz. İyi dinlemeler.
http://www.youtube.com/watch?v=2XMeqKmExT4
Özet
Kitaptaki
olay örgüsü altı yıl önce yazarın uçağının arızalanıp Sahra çölüne düşmesiyle
başlıyor. Burada yazar yıllardır bulamadığı konuşma arkadaşını Küçük Prens’i
buluyor. Yazarımız uykusundan Küçük Prensin “Lütfen… Bana bir koyun çiz!”
demesiyle uyanıyor. İlk başta şaşırıyor ve ona iyi resim çizemediğini söylüyor
ama Küçük Prens “Ziyanı yok. Sen bana koyun çiz.” diyerek ısrar ediyor. Bunun
üzerine yazar çeşitli şekillerde koyun çiziyor ama hiç birini beğenmiyor. En
sonunda yazarımız kapalı bir kutu çiziyor. Küçük Prens koyunu çok beğenir. Bu
sayede arkadaş olurlar. Sonradan Küçük Prensin üç tane volkanı – biri sönmüş -,
bir çiçeği olan küçük gezegenini ve onun yaşamını tanımaya başlıyoruz. Dünya ya
gelene kadar uğradığı başka gezegenleri ve burada tanıştığı tuhaf yetişkinleri
- ayyaş, kral, kendini beğenmiş, işadamı, fenerci ve coğrafyacı – yazarımıza
anlatır. Son 1 yıldır dünyadadır ve dünyada bir tilkiyi evcilleştirir ve bu
tilki ona önemli bir sır verir. “İşte sırrım, çok basit: En iyi, yüreğiyle
görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni görmez.” der, tilki. Bir şeyi
önemli kılan ona harcadığımız emek ve zamandır ama biz insanlar ne yazık ki bu
gerçeği unutuyoruz.
Dünyada diğer
gezegenlerde karşılaştığı tuhaf yetişkinlerden yığınla vardır. Bu olanlar
üzerine kendi gezegenine dönmeye karar verir çünkü geride bıraktığı
evcilleştirdiği korumasız bir çiçeği vardır ve ondan kendisi sorumludur. Bu
yüzden Küçük Prens ve yazarın ayrılık vakti gelir. Yazar yıllar sonra bulduğu
konuşma arkadaşı Küçük Prensten ayrılmak zorunda kalır. Uçağını tamir eder ve
evine döner ama Küçük Prensi unutmaktan korktuğu için altı yıl sonra bu öyküyü
kaleme alır.
Karakterler:
Pilot (yazar): Çocukken fikirlerine, hayata bakış açısına
önem verilmeyen biridir. Uçağı bozulduğu için Sahra Çölünde mahsur kalmıştır.
Bu sırada Küçük Prensle tanışmıştır.
Küçük prens: Üç volkanı olan küçük gezegeninde çiçeği ile birlikte yaşamaktadır. Gezegeninden ayrılıp başka gezeğenleri gezmektedir. Kendi gezegenine dönmesine birkaç gün kala pilot ile dünyada tanışmıştır.
Kral: Her şeye hükmettiğini sanan birisidir.
Kendini beğenmiş adam: Adından da anlaşılacağı gibi kendini her şeyden üstün gören kendini beğenmişin tekidir.
Küçük prens: Üç volkanı olan küçük gezegeninde çiçeği ile birlikte yaşamaktadır. Gezegeninden ayrılıp başka gezeğenleri gezmektedir. Kendi gezegenine dönmesine birkaç gün kala pilot ile dünyada tanışmıştır.
Kral: Her şeye hükmettiğini sanan birisidir.
Kendini beğenmiş adam: Adından da anlaşılacağı gibi kendini her şeyden üstün gören kendini beğenmişin tekidir.
Ayyaş: Utancını unutmak için içen bir adamdır. Oysa utancı
içmektir.
İş adamı: Kendi yaptığı işi çok önemli ve ciddi bulan, işine
hiç ara vermeyen bir yetişkindir.
Bekçi: Her dakika gezegenindeki feneri yakıp söndüren
birisidir ve bu işi çok önemsemektedir oysa iyi bir tatil istiyordur.
"Küçük Prens ve çiçeği"
Coğrafyacı: Masa başında oturup haritalar çizen kaşifleri dinleyip not alan
kişidir.
Kitabı okuduktan sonra bu resmi etrafımdaki - kitabı okumamı- insanlara gösterip bu soruyu sorunca verecekleri cevabı merak ettim ve resmi çizip etrafımdaki insanlara sormaya başladım. Doğru cevabı veren olmadı ama yeni seçenekler ekleyen oldu. Örneğin ;
- Sümüklü böcek
- Dağ ( Şapkadan çok bu cevabı aldım)
- .Harbiden bu ne ya ?
- Halının altındaki eşyalar
Ama beni bu cevaplardan çok daha mutlu eden şey kitabı okumayan bazı arkadaşlarımın bu sayede bu kitabı okumayı kafalarındaki listede daha öne alıp okumaları oldu.
- Les grandes personnes ne comprennent jamais rien toutes seules, et c'est fatigant, pour les enfants, de toujours et toujours leur donner des explications.
- Büyükler hiçbir şeyi kendi kendilerine anlayamazlar. Onlara durmadan her şeyi anlatmak da çocuklar için yorucudur.
- Mais les yeux sont aveugles. Il faut chercher avec le cœur.
- Ama gözler gerçeği göremez ki. Yüreğiyle aramalı insan.
- Il faut exiger de chacun ce que
chacun peut donner, reprit le roi. L'autorité repose d'abord sur la
raison. Si tu ordonnes à ton peuple d'aller se jeter à la mer, il fera la
révolution. J'ai le droit d'exiger l'obéissance parce que mes ordres sont
raisonnables.Alors mon coucher de soleil ? rappela le petit prince qui jamais n'oubliait une question une fois qu'il l'avait posée.Ton coucher de soleil, tu l'auras. Je l'exigerai. Mais j'attendrai, dans ma science du gouvernement, que les conditions soient favorables.
- "Doğru" dedi kral.
"Herkesten verebileceğini kadar istemek gerek. Otorite her şeyden
önce mantık ister. Gidip de halka kendilerini denize atmalarını
emrederseniz, devrim yaparlar. Ama, itaat istemek benim hakkım, çünkü ben
mantıklı emirler veriyorum."Sorduğu sorunun peşini bırakmayan Küçük Prens, "Ya benim günbatımım?" diye hatırlattı."Eveet, senin günbatımın..." dedi kral. "Tamam, günbatımına kavuşacaksın, bu konuda emir vereceğim. Lâkin kendi yönetim ilkelerim çerçevesinde, koşulların olgunlaşmasını bekliyorum."
Sakin olun ve kendi Küçük Prensinizi bulun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder